DENEMELERİM

Ölüm, Diriliş Mucizesidir

“Bugün ne mi yaptım? Ben Ramazan aylarını böyle geçiririm zaten. Mezarları gezerim.”

“Neden mi? Mezarlık sakin oluyor abi. Dinlendiriyor insanı.”

Kızım yeni aldığımız patenlerini kaymak için uğraşırken parkta yaptığım yürüyüş esnasında duyuyordum bu sesi. “Mezarlıkta gezinirim hep Ramazanlarda,” cümlesi dikkatimi çekmiş olacak ki sesin sahibine dönüp bakmadan edemedim.

Sesin sahibi kırklı yaşlarda bir adamdı. Bir yandan spor aletlerini kullanıyor bir yandan da telefonun ucundaki kimseye Ramazan ayını nasıl değerlendirdiğini anlatıyordu.

Ramazan arifesinde kayınvalidemlerden dönmüştük evimize. Kayınvalidemlerin evinin karşısındaki yolda büyük bir hastane ve hastanenin hemen arkasında da kızımın küçük parkı vardı. Parka gitmeden marketten abur cubur alıyor, parkta mini bir piknik keyfinden sonra parkın tadını çıkartıp çay bahçesinin sokağa uzanan merdivenlerinden inerek dönüş yolunu tutuyorduk.

Yıllardır aynı yolu kullandığımız halde son bir yıldır merdivenlerin dibindeki hastanenin morg kapısının önünden geçtiğimi

Çay bahçesinin merdivenlerinin hemen bitiminde bizi hastane karşılıyordu. Hastanenin pek fazla göz önünde tutulmayan bir kapısı: Morg kapısı. Evet yanlış duymadınız. Park, çay bahçesi ve hemen dibinde hastanenin morg kapısı duruyordu.

Bu defa morg kapısının önünden ürkerek geçtim. Bir önceki seferde kapının hemen dibindeki cenaze arabasının içinde tam beş tabut vardı. Ama ne olur bu sefer benzer manzara olmasındı.

Derken korktuğum olmuştu. Kapının dibinde bir cenaze arabası ve tabutu itinayla kaldırıp arabaya yerleştiren adamlar vardı. Hani neşeyle parktan çıkarken gördüğüm bu manzara pek iç açıcı değildi sanki. Bahar mevsimi kapıya dayanmışken, hayat en tatlı lezzetlerini bizlere sunmak için hazırlanmışken “ölümün soğuk yüzüyle” karşılaşmak alıp götürüyordu insanın var olan sevincini…

İyi ama tabut gördüğüme niye bu denli üzülüyordum ki ben? Korona veya başka bir sebepten -ama illa ki- ölüm gelip dayanıyordu insanın kapısına. Birşeyleri bahane ederek alıyordu insanın canını.

Hani ölümün Hak’tan olduğunu biliyordum? Hani öldükten sonra imanlı yaşayan her Müslüman’ı ötelerde güzel bir hayatın beklediğine iman etmiştim? O halde niyeydi ölümle her yüzleştiğimde içimin en nazlı bamtellerinin titremesi? Her yüzleşmede keyfimin kaçma sebebi neydi?

İşte parktaki adam “mezarlık sakin oluyor, ben zaten Ramazanları hep böyle yapar, mezarlıkta gezerim,” derken sanki nefsimin ölümle ilgili tüm itirazlarına ve şikayetlerime şifa olacak ilacı elime veriyordu.

Dünyadaki tüm elemlerin, hasretlerin, acıların son buluşuydu ölüm. En zor hastalıklar ölünce son bulurdu. Vefat eden sevdiklerine kavuşur, hasret giderirdi insan ebedi diyarlarda. Ölüm acı vermemeliydi insana; çünkü dünyanın tüm acılarını siliverirdi bir anda.

Hem ölüm bitiş değildi ki ben üzüleyim ölüme. Ölüm yepyeni bir başlangıçtı bambaşka bir hayata. Yaşamı boyunca ibadetlerini hakkıyla yapan, kul hakkından ödü patlayan, haramlardan uzak duran bir insan için bir kurtuluş müjdesiydi.

Rabbinin aşkıyla kalbini dolduran bir insanın ruhu ölünce serbestçe dolaşırdı istediği her yerde. Dünyada arzuladığı ebedi huzuru gittiği sonsuzluk diyarında Allah’ın en seçkin kullarının yanında duyardı.

Ölüm kavuşmaydı Yaradan’a. Bir ömür karşısına çıkan her fırsatı Rabbinin esmalarını idrak edebilmek için değerlendiren kula Rabbisinin kendini binlerce esmasıyla açık etmesiydi. “Bir ömür beni aradın falan kulum. İşte bak geldim, en yakınındayım,” demesiydi.

Dirilerin arasında dolaşmak da güzeldi elbet; ama Ramazan ayı gibi harika bir ayda diriliş mucizesini hakikatte yaşayanların arasında dolaşmak da iyi bir fikirdi. Dirilişi yaşayan ölü sandığımız insanların arasında; mezarlıklarda gezinirken sükunete ermek de bir ibadetti aslında Hem de ne huzur veren bir ibadet…

O gün kızımla parktan ayrılırken “mezarlıkta gezmek sakinlik veriyor,” diyen sesin sahibine teşekkürlerimi sundum sessizce. Kalbimin dünyada dipdiri kalması ve ruhumu ebedi dirilişe hazır etmesi için dua ettim en güzel kelimelerimle…

Please follow and like us:

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir