BABAMI SEVİYORUM;ÇÜNKÜ…
Yeğenim Şeker Ağacı Anaokulu’nda (Kurtköy Şubesi) eğitim görüyor. Yeğenimin sınıfında hocaları çocuklardan babalarını sevme nedenini söylemelerini istemişler. Bakın çocuklar babalarını neden seviyor?
Babamı seviyorum;çünkü beni mescide ve camiye götürdüğü için…
Bunu diyen çocuk babasıyla bir yere gittiğinde kendisini özel hissediyor olmalı. Çocuklar kendilerine birşey sorulduğunda süzgeçten geçirmeden ilk akıllarına gelen cevabı verdiklerine göre babasıyla mescide gittiği için babasını seven çocuk muhtemelen o anda babasıyla başbaşa kalmanın ve babasıyla bir mekana gitmenin hazzını yaşıyor. Bu öyle bir haz ki işte tam o hazzı yaşadığı an babasını gerçekten sevdiğini hissettiği an oluyor.
Babamı seviyorum;çünkü kucağına alıyor beni .
Bunu söyleyen bir kız çocuğu. Büyük ihtimal sevgi dili fiziksel temas olan bir çocuk. Bu kız çocuğunun babası kızını kucağına almak dışında kızıyla pek çok şey yapıyor olabilir. Ama kızının en büyük ihtiyacı babasıyla fiziksel temas kurmak olmalı ki çocuk babasını sevme sebebi olarak babasının onu kucaklamasından söz etmiş.
Babamı seviyorum;çünkü jenga oynuyor benimle.
Bu cevabı iki çocuk vermiş. Bu çocuklar babaları onlarla jenga oynadığı için babalarını seviyor. Jenga tahtalardan blok inşa ederek oynanan rekabete dayalı bir çeşit denge oyunu. Hayatında rekabeti ve heyecanı seven iki erkek çocuk aynı duyguları babalarıyla yaşadığı bu anı babalarını sevme sebebi saymış olmalı.
Babamı seviyorum;çünkü babam bana pehlivanlık yapıyor.
Pehlivan gibi bir çocuk vermiş bu cevabı. Kendisi de bir pehlivan olan babasıyla güreş tuttuğu o anlar, babasını yendiği, yere serdiği o anlar hayatında kendisini en büyük pehlivan sandığı anlar olmalı. Neden mi?Çünkü hayatının en büyük kahramanını yenmeyi başarmış bir kere. Daha ne olsun?
Babamı seviyorum;çünkü benimle namaz kılıyor.
Bu sözü söyleyen çocuğun babası namaz kılarken çocuğunu da yanına alma cömertliğini gösteriyor olmalı. “Oğlum, hadi gel, seninle birlikte namaz kılalım,” diyen babanın ardından aşkla koşan evlat Rabbinden önce babasının şefkatine koşuyor aslında. Babasının yakınında durabilmek için namaza durduğunda önce babasına, sonra da Rabbine sevgiyle dolduruyor yüreğini.
Namaz kılarken babasının okuduğu duaları dili kıpır kıpır tekrar etmeye çalışan çocuk babasının en kıymetli vazifesinde ona eşlik etmenin neşesiyle dolduruyor kendini.
Ve namaz bitip de babasıyla o günün nasıl geçtiği üzerine sohbete dolan çocuk namazı tüm güzelliklerin başlangıcı gibi görüyor olabilir mi? Ne dersiniz?
Babamı seviyorum;çünkü benimle resim çiziyor.
Bir baba evladıyla resim çiziyorsa muhtemelen evladının resime karşı ilgi ve yeteneğini farketmiş bir babadır. Bir babanın çocuğuyla resim çizmesi çocuğa:
“Yapacağım onca iş var ve ben şu anda zamanı durdurup seninle resim çiziyorum. Farketmiş olmalısın. Ben aslında resimden pek anlamam. Ama resmin senin için ne anlama geldiğini görebiliyorum. İşte bu yüzden sana eşlik etmek istiyorum.”
cümlelerini kurması ile eşdeğerdir. Babasının kendisiyle resim çizmesinde böyle derin bir manayı hisseden çocuk için o andan daha özel hangi an olabilir ki?
Babamı seviyorum;çünkü beni koruyor.
Bu cevap benim sevgili yeğenimin cevabı. Sandalyeye oturmuş ve büyük bir ciddiyetle babasının onu koruduğunu söylemiş. Yeğenim babasını kocaman kanatları ile onu her an korumak için hazırda bulunan bir süper kahramana benzetiyor sanki. Her an yanında olamasa da bir çağırsa hemen oraya gelecek ve geldiği gibi de sorun ne olursa olsun çözebilecek bir süper kahraman. Hem zaten bütün çocuklar için babalar bir süper kahraman değil midir?
Babamı seviyorum;çünkü yorgun olsa bile benle oynadığı için.
Çocuğun hassasiyetine bakar mısınız? Cümleye “yorgun olsa bile” diyerek başlamış. Babam akşam eve geldiğinde yorgun olmasına rağmen bana vakit ayırmayı tercih ediyor. Babam “yorgun olsa bile” benimle oyun oynamayı, benimle zaman geçirmeyi herşeyin önünde tutuyor. Çocuk verdiği cevapla “babam beni herşeyden daha değerli görüyor” dercesine haykırıyor adeta…
Babamı seviyorum;çünkü abdest aldı bana.
Çocuk “babam bana abdest aldırıyor,” demek yerine “babam bana abdest aldı” demeyi tercih ediyor. Bu cevabı veren çocuk babasıyla aynı anda abdest alıyor olabilir mi? Kimbilir? Ama daha da güzeli babasının çocuğa “abdesti alması.” Çocuk babasının kendisine “abdest hediye ettiğini” söylüyor sanki.
“Abdest, yani suyla alınan o şey var ya, babam o şeyi almakla kalmıyor. O şeyi aynı zamanda bana hediye olarak da sunuyor.” anlamı saklı çocuğun kurduğu cümlede.
Babasıyla aynı anda ellerini, kollarını, ayaklarını yıkarken çocuk öyle eğleniyor, yaptığı işten öyle sevinç duyuyor ki, duyduğu sevincini hediye alma sevinciyle bağdaştırıyor.
Gerçekten de kızıyla abdest alan bir çocuk çocuğuna en kıymetli şeyini “zamanını” hediye etmiyor mu?
Babamı seviyorum;çünkü babamla su içiyorum.
Bu cevap cevabın sahibinin masumluğunu ve hassaslığını fısıldıyor sanki. Cevabı veren çocuk babasıyla pek çok şey yapıyor olabilir. Babasıyla yemek yemek, babasıyla futbol oynamak, babasıyla sohbet etmek gibi.
Herşeye rağmen su içmek var ya. Babasıyla eline birer bardak su alıp yere diz çökmek. “Besmele” çekip birbirine gülümserken yudum yudum o suya kanmak var ya. İşte o anda çocuk babasına kanıyor aslında. Babasına olan sevgisini yudumluyor kana kana. Tüm gün bekleyişine değiyor o an. Suyu içerken babasına da suya da doyuyor bu çocuk.
Babamı seviyorum;çünkü benimle parkta oynayıp parkta birlikte yemek yeriz.
Sahiden parkla ne kadar kıymetlidir çocuklar için. Parkta salıncaklar, kaydıraklar vardır. Bir çocuk salıncağa binmişse ve babası bu çocuğu ittiriyorsa çocuk ne hisseder dersiniz? “Babam benim arkamda.”
“Babam bana güç veriyor.”
“Babam beni sallarken ben parktan çook uzak ülkelere uçuyorum aslında.”
Babası çocuğuna parkta eşlik ediyorken çocuğuyla öylesine vakit geçirdiğini zannedebilir. Oysa çocuk salıncaktan inip babasına gülerken, kaydıraktan kayarken babasına şarkılar söylerken babasıyla kendi kurduğu özgürlük ülkesinde nefes alıp vermektedir.
Hele bir de acıktığını hissedip babasıyla açık havada, hem de parkın içindeki banklardan birinde oturup yemek yiyorsa hem kalbini hem yüreğini doyuran bir varlığa dönüşmektedir bu sözleri söyleyen çocuk…
Babamı seviyorum;çünkü bana abdest almayı öğretiyor.
Dikkat edin! Burda çocuk “babamla abdest alıyoruz” demek yerine “babam bana abdesti öğretiyor” demeyi tercih ediyor. Bunu söyleyen çocuk babasıyla vakit geçirmekten ziyade babasından yeni birşeyler öğrenmeyi seviyor. Çocuğu asıl etkileyen şey babasının ona zaman ayırmasından çok babasının kendi bildiklerini evladına aktarma çabasıymış gibi hissediliyor.
Görüldüğü gibi dostlar çocuklar babalarının onlarla içtenlikle yaptığı en küçüğünden en büyüğüne her aktivitelerden mutluluk duyuyor. Peki sizler babalarınızı neden seviyorsunuz?
Aynı soru bana yöneltilmiş olsaydı ben şu cevabı verirdim:
Babamı seviyorum;çünkü hayatımda başıma ne gelirse olsun hep yanımda olduğu ve bana destek olduğu için…
Dünyadaki tüm çocukların ve büyüklerin babalarını bütün kalpleri ile sevmesi duası ile…