-Torunum uçurtmanın ipini sıkı tut e mi?
-Olur dedeciğim…
-Ama ellerini neredeyse açacaksın, böyle tutmaya devam edersen uçurtman gökyüzüne kaçar…
Oğlumla hava almak için parkta yürüyüşe çıktığım o anda işittiğim bu cümlelerle gözlerimin dolması bir olmuştu. Sanki… Sanki sesini duyduğum bu iki kişi dedemle ben gibiydik… Konuşmalarsa dedemle uçurtma uçururken yaptığımız konuşmalar…
Oysa… Bahar gelmişti. Ağaçlar rengarenk yapraklarıyla en şen şarkılarını söylüyor, toprağın altından başını gösteren çiçekler bana görsel bir şölen sunuyordu.
Durum böyleyken bahar şarkıları mırıldanıp hoplaya zıplaya sürmeli değil miydim oğlumun bebek arabasını? Geçmişteki o tek bir anı bir kenara bırakıp oğlumun “de dedede”, “ba bababa” demeleriyle gülücükler saçmalı değil miydim etrafa?
Olmuyordu işte… Ne oğlumun de dede demesi, ne baharın gelişi hiçbir şey beni o ana geri dönmekten alıkoyamıyordu…
O an… Çocukluğumun en özel anı… Dedemin elleri benim ellerimin üstünde uçurtmayı havalandırıp saatlerce öyle kaldığımız o an…
İyi ki yaşanmış, keşke hiç bitmeseymiş dediğim o an…
Gelin o günlere götüreyim sizleri…
Beş yaşlarındayken başlamıştı tüm macera. Dedemle benim maceramız, bizim maceramız. Dedemin elinden tutup dedemin özene bezene bahçesini yaptığı camisine doğru yürürken, az ilerdeki tarlada iki kişi ilişmişti gözümüze. Birbirini dünyada her şeyin üstünde tutan iki kişi. Birlikte uçurtma uçururken güneşi kucağına almışçasına etrafına sıcaklık yayan iki insan… İsimleri dede ile torundan ibaret olduğuna inandığımız bu iki kutsal insan, uçurtmayı gökyüzünde havalandırmak için uğraşıyordu. Biri kız çocuğu, biri saçlarına aklar düşmüş tatlı bir amca hayallerini gökyüzüne göndermenin bir yolunu bulmak için çabalıyordu. Ancak olmuyor, uçurtma bir türlü gökyüzüyle buluşamıyordu.
Onların bu halini izleyen dedem keyifle:
-Olmaz torunum. Bu havada olmaz. Ama bak bahar gelsin uçurtmaların en güzelini yapıp hem seni hem de tüm torunlarımı çağırıp sizinle uçurtma uçuracağım…
Derken birkaç hafta sonra gerçekten de bahar gelince dedeciğim sözünü ettiği uçurtmayı yapmış, beni, ablamı ve tüm kuzenlerimi evine çağırmıştı.
Evin orta yerindeki kocaman uçurtmayı gören bizler, dedemin tüm torunları, dedemin kucağına atlamış “dedeciğim sen çok yaşa,” nidaları eşliğinde aynı yere uçurtma uçurtmaya gitmiştik.
O gün, dedemle bir olmuş uçurtmayı uçurduğumuz o gün, bizler için baharın başlangıcı olmuştu. Bundan böyle baharın gelişiyle anneannemlerde bütün akraba bir araya geliyor ve tüm torunlar dedemin ellerinden tutup uçurtma uçurtmaya koşuyorduk…
Aradan yıllar geçti. Dedeciğim yorulup da uçurtma yapamaz hale geldiğinde bizim bu tatlı geleneğimiz sona erdi. Gene de dedem beni her gördüğünde “o günü hatırlıyor musun torunum, mevsimi gelmediği için uçurtmayı uçuramamışlardı, işte hayat da böyledir yavrucuğum, onca şey istersin, hemen olsun, ama olmaz, neden biliyor musun, çünkü henüz zamanı gelmemiştir, henüz şartlar yeterince olgunlaşmamıştır, ama ne zamanki bahar gelir, işte o zaman uçurtmaların gökyüzüyle buluşması gibi senin arzuların da dilediğin yer ve zamanda seninle buluşur, işte o zamanlarda dedeciğini hatırla olur mu torunum…”
Dedemin bu anlamlı sözlerini dedemin ellerinden tutarak dinlerdim. Dinlerken de benim böyle güzel yürekli bir dedem olduğu için Rabbime şükrederdim…
Aradan yıllar geçti ve dedeciğim diğer aleme gitti. O gitse de onunla geçirdiğim keyifli anlar ve dedemin hikmetli sözleri kalbimin en kıymetli odacıklarında saklı kaldı. Daha fazla saklamamak içinse sözlere döküldü, anlam kazandı…
İşte bu yüzden, sevgili dostlar, ben ne zaman gökyüzünde havalanan bir uçurtma görsem, dedeciğimin sözlerini hatırlar ve havalanan uçurtmanın dünyanın bir yerinde birilerinin kabul olmuş duası olduğuna inanırım.
Dünyanın belki de adını bile bilmediğim bir yerinde dedesiyle harika bir çocukluk geçiren, çocukluk günleri aklına geldiğinde benim gibi gözleri dola dola gökyüzüne bakakalan ve dedesini rahmetle anan birilerinin duası…
Yüreğindeki çocuğu hep bir yerlerde o nazenin uçurtmaları havalandırmak için baharın gelmesini dört gözle bekleyen yetişkin birilerinin duası…
Torunlarının harika bir çocukluk geçirmesi uğruna evinde uçurtmalar yapan tüm dedelerimize selam olsun.
Torunlarının hayallerini gerçekleştirmesi için dua dua yalvarıp da o halde Rabbine canını teslim eden tüm büyüklerimizin ruhu şad, mekanları cennet olsun…
Vesselam…