DENEMELERİM

BENİM İÇİN BAHARIN BAŞLANGICI EYLÜL AYI!

Baharın sonu anlamına  gelen sonbahar mevsimi Eylül ayı ile başlar. Ağaçlar meyve vermez olur. Yapraklar sararır ve ağaçları terkederek yerlere dökülür.

Çamaşırları hemencecik kurutan, içimizi yumuşacık yapan o sıcak rüzgarlar soğumaya, sert sert esmeye başlar.

Pazarları süsleyen çilekler, kayısılar, şeftaliler, hele de içi su dolu kıpkırmızı karpuzlar gider. Yerini karnıbahara, lahanaya, brokoliye bırakır.

Üzerimizi serin tutan tişörtlerimiz, rengarenk pantolonlarımız yerini kapkalın kazaklara, koyu renk kotlara bırakır.

Evlerimizde sıcaktan pişmek yerine üşümeye başlayınca, petekler açılır. Geceleyin üzerimize örttüğümüz ince nevresimler, yerini kalın yün yorganlara bırakır.

Durum tam da böyleyken pekçok insanın içini yersiz bir hüzün kaplar; ancak benim içim bahara veda etmek yerine yepyeni bir baharın gelişiyle kıpır kıpır olur.

İçimin kıpırdanmasının ilk sebebi Eylül ayında doğuşumdandır. Eylül ayında, herkesin içini kaplayan hüznü neşeye dönüştürmek için doğmuş olmalıyım. İlkin annemin, babamın, akrabamın ardından hayatıma katmak istediğim herşeyle tüm dünyanın yüzünü neşeyle güldürmek isteyenlerdenim…

Eylül’ü ve dolayısıyla sonbaharı baharın müjdesi gibi hissetmemin diğer nedeni Eylül ayında okulların açılmasıdır. Okulların açılmasıyla erken kalkan çocuklar, erkenden servis çekmeye başlayan amcalar, evladını okula yolcu etme telaşında olan anneler bana hayatın Eylül ayında başladığını fısıldar.

Yakınımızdaki okuldan gelen zil sesleri, teneffüs bitmeden bahçenin keyfini çıkartalım dercesine sınıftan fırlayan çocukların cıvıltıları kalbimde hoş bir seda bırakırken kendimi giyinmiş bir halde kapının önünde bulurum.

Dışardan eve dönüp de uyuyakalan oğlumun yanında yaptığım şekerleme, şekerlemenin ardından içtiğim kahve ile canlanan gözlerim, pişirdiğim yemeğin kokusunu içime çekerken annemin halini hatırını sorup neşeyle dolan kalbim, uykusundan uyanıp da anne diyen oğluma koşusumla birleşince bu Eylül ayını da hayatımın en sıcak, en keyifli Eylüllerinden birine eklemeyi başardığımı umuyorum…

İşte böyle sevgili dostlar… Bu yılın Eylül’ü de diğerlerini pekiştirircesine kalbimi, umutlarımı ve kendime özgü dünyamı rengarenk renklere boyayınca, söylemeden edemiyorum:

“Ey Eylül! Her zamanki gibi bu sefer de kalbime bahar getirdin. Bir kez daha sımcısak ettiğin gönül ülkeme hoş geldin. Sefalar getirdin…”

Vesselam…

Please follow and like us:

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir