Evine gelenlerin hiç gitmemesini isteyen bir tek sen olmalıydın şu fani dünyada. Sahi ne günlerdi. Zil çaldığında koşarak kapıya bakardın. Gelen kişi evlatların ya da evlatlarının evlatlarıysa onlara heyecanla sarılıp içeriye buyur ederdin. Bizler mantolarımızı askılara asarken birbirimizi ilk defa görmüşçesine muhabbete dalardık da muhabbetten senin mutfaktan gelen sesinle uyanırdık: “Kızlar. Hele bir gelin. Bakın …
ÜÇ APTALLAR
Üç üniversite öğrencisi: Farhan, Raju, Ranço. Üçü de makine mühendisliği öğrencisi. Üçünün de yetenekleri başka, hayalleri başka, dertleri başka. Gene de onları birleyen bir tılsım. Hayalleri, dertleri, yetenekleri birleyen bir terim: “Dostluk.” Bizim bu üç dostu, filmin deyişiyle üç aptalı, hayatlarında en çok zorlaya şey: Eğitim sistemi. Zorlayıcı, katı bir kast sistemini andıran bir dönüm …
DUA ETMEYİ NASIL ÖĞRENDİM?
Duanın ne anlamaya geldiğini o gün anlamaya başladım. “Babam geldi,” diye kapıya koştuğum o zaman. Beş yaşlarındaki erkek kardeşim benimle birlikte kapıya koşarken elindeki havuçtan bir ısırık almıştı ve babamıza kapıyı açtığım anda havuç boğazına takılmıştı. Bir anda bütün aile bir olup rahat nefes almak için öksüren kardeşimin etrafına toplanmıştık. Öksürüğü devam edince de annemle …